Doç. Dr. Yararbaş, “Kumar, her yaşta bireyin ulaşabileceği bir boyuta geldi

BATI Enstitüsünden “Gündem: Bağımlılık- Kumar Bağımlılığı” söyleşisi

Ege Üniversitesi (EÜ) Husus Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü (BATI) Husus Bağımlılığı Anabilim Kolu tarafından “Gündem: Bağımlılık- Kumar Bağımlılığı” bahisli söyleşi düzenlendi. Çevrimiçi olarak düzenlenen aktifliğin moderatörlüğünü Enstitü Müdür Yardımcısı ve Anabilim Kısmı Lideri Doç. Dr. Görkem Yararbaş üstlendi. Aktifliğe, Husus Bağımlılığı Anabilim Kısmı Dr. Öğr. Üyesi Umut Kırlı, Öğr. Gör. İnci Derya Yücel ve Arş. Gör. Dr. Demet Havaçeliği Atlam konuşmacı olarak katıldı.

Etkinliğin açılış konuşmasında kumar bağımlılığının hem yaygınlık hem de toplumdaki tesirlerinin yakın etrafta hissedilmesi açısından tesiri son derece değerli bir mevzu olduğuna değinen Doç. Dr. Görkem Yararbaş, “Ülkemizde 1996 yılında kumarın kanunlarla yasaklanma süreci başlıyor ve 1998 yılından itibaren Türkiye’de bilindik ve alışıldık manada kumar oynatılmasıyla ilgili süreç yasal olarak durduruluyor. Fakat yasal olarak durdurulması kumar oynanmadığı manasına gelmiyor, yasa dışı kumar görülmeyen yerlerde fizikî olarak hala oynanabiliyor. Teknolojinin gelişim gösterdiği, internet çağının karar sürdüğü bu yıllarda kumarın internet üzerinden oynanma kolaylığı ele alındığında kumar, her yaşta bireyin ulaşabileceği bir boyuta geldi. Pandemi devrinde de bireylerin kumar bağımlılığı konusunda yardım alma gayesiyle uzmanlara müracaatlarında değerli bir artış olduğu görülüyor” diye konuştu.

Madde bağımlılığındaki doz bedellerinin, kumar bağımlılığındaki yerine değinen Doç. Dr. Yararbaş, “Diğer hususlarda yüksek doz ve düşük doz oranlarından bahsedilebilirken kumardan kaynaklı davranışsal süreçlerde doz oranı hakkında konuşmak çok zordur. Maruziyetin mühleti, maruz kaldığı kaybın yahut çıkarın karmaşık örüntüler oluşturması, bu hususta çözümleme yapılmasını zorlaştırıcı faktörlerdir” dedi.

“Toplumsal fonksiyonellikte düşüş yaşanması değerli bir gösterge”

Konuşmasında, kumar bağımlılığının tarifini yapan Dr. Öğr. Üyesi Umut Kırlı, “Kumar oynama bozukluğu başka husus ve alkol bağımlılıklardan farklı bir bağımlılık değildir. Bireyin günlük hayatı içerisinde kumar oynamaya bağlı olarak toplumsal işlevselliğinde düşüş yaşanıyor ise kumar oynama bozukluğundan kelam edebiliriz. Örneğin, kumar oynamak için günlük ömür aktivitelerinden vazgeçmeniz üzere karakteristik özelliklerde değişiklikler yaşanması bu bozukluğun belirtilerindendir” diye konuştu.

“Küçük bir cümbüş arayışıyla yola çıkılıyor”

Genç yaşlardaki bireylerin dijital ortamdaki bahis siteleri aracılığı ile kumar ile tanıştıklarını belirten Öğr. Gör. İnci Derya Yücel, “İlk başta deneme yahut oyun halinde gözüken bahis sitelerinde görsel, işitsel olarak maruziyet kelam konusu oluyor. Başta para yatırılmadan gerçekleştirilen kumar oyunları, vakitle kumar oynama bozukluğuna sebep olacak düzeye ulaşabiliyor. Küçük bir cümbüş arayışıyla yola çıkılarak internette yer alan oyunlarda karakterin özelleştirilmesi için birtakım meblağlar oyunlara yatırılabiliyor. Para yatırılarak elde edilen hizmet karşılığında keyif alma üzere bir sürece tabi tutuluyor”  dedi.

“Aile içerisinde itimat hissine ziyan veriyor”

Kumar bağımlısı genç bireylerin aile yapısına tesirinden bahseden Arş. Gör. Dr. Demet Havaçeliği Atlam, “Madde kullanan bireyler ve kumar oynayan şahıslar ortasında bir karşılaştırma kelam konusu olabiliyor. Aile içi yaşanan zorluklarında karşılaştırıldığı görülebiliyor. Aile içerisinde inanç hissine ziyan veren palavra faktörünün ön plana çıktığı husus ve kumar bağımlılığında maddi boyut işin içerisine girdiğinde büyük sıkıntılara yol açıyor. Aileden maddi takviye isteme, aileye ilişkin maddi eşyaların satılmasının talep edilmesi ve son kademe olan borç isteme süreciyle problemler en üst seviyeye ulaşıyor. Bunu önlemek için ailenin maddi kaynakları kesmesi büyük ehemmiyet taşıyor” diye konuştu.

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı